SİZİ ARAYALIM
Obezite Cerrahisinden Sonra Spor Salonlarına Gitmeyin! Obezite Cerrahisinden Sonra Spor Salonlarına Gitmeyin!
08.03.2019
Op. Dr. Murat Üstün

Spor salonlarının en büyük iddiası size sağlıklı bir yaşam sunacakları ve kısa zamanda kilo verip fit hale geleceğinizdir. Bu hayalin pazarlanması büyük bir sektör doğurmuştur. Pek çoğumuz belki de birden fazla kere böyle bir merkeze abone olup yıllık ücret ödemiş, sonrasında ise bir kaç kereden fazla gitmemişizdir. Bunu çok iyi bilen mekan sahipleri, kapasitelerinin on katı kayıt yapmaktan çekinmezler, çünkü on kişiden dokuzunun gelmeyeceğini bilirler. Söz konusu obez kişiler veya obezite cerrahisi geçirenler olduğunda durum daha da vahimdir. Spor salonları umutsuzca sürdürülen kalori yakma çabalarının her seferinde hüsrana dönüştüğü umut mezarlıklarıdır. Hele ameliyat geçirmiş kişiler, yakınları tarafından o kadar güçlüğe katlandığı halde spor yapmadığı için ağır şekilde eleştirilir ve suçluluk hissiyle kıvranırlar.

 

Ülkemizde 15 yıldan uzun süredir sadece obezite ve obezite cerrahisi üzerine yoğunlaşan ve çalışmalarını Londra ve İstanbul’da sürdüren Op.Dr.Murat Üstün, bunun artık yıkılması gereken bir efsane olduğunu ileri sürüyor ve ezberlerimizi bozarak, obezite cerrahisi geçiren hastaları uyarıyor: “Ameliyattan sonra erken dönemde kesinlikle spor salonlarına gitmeyin!”

 

Üstün bu iddiasını şöyle temellendiriyor: “Ödül olduğunu düşündüğünüz çoğu şey gerçekte cezadır. “Çok stres altındayım, zor bir hafta geçirdim. Kendimi ödüllendirmeliyim” diyerek yediğiniz kek veya pasta, ya da “zor bir gün geçirdim, bir kadeh şarap ya da rakıyla rahatlayayım” diyerek tükettiğiniz içki, hele de düzenli hale getirilirse bedeniniz için işkenceye dönüşebilir. Bu aynı, tek gecelik ilişkilerin ödül gibi görünürken, bulaşıcı hastalık kapma nedeniyle tam bir kabusa dönüşmesine benzer!

 

Şunu kabul edelim ki, obez kişiler için fitness salonları tam bir işkencedir. Morbid obezite düzeyindeki kimse spor salonuna gitmekten keyif almaz. Kıyafetleriniz üzerinize olmaz, beden algısı ve özgüvenle ilgili sorunlarınız vardır, salondaki fit insanları görmek moralinizi daha da bozar ve kapıdan girdiğiniz anda gergin hale gelirsiniz.

 

Her şeyden önce, obezitenin çoğunlukla beyinden kaynaklanan bir problem olduğunu hepimiz biliyoruz. Obez insanların beyniyle, normal kilodakilerin beyninin farklı çalıştığı ispatlanmış durumda. Söz konusu egzersiz olduğunda obez insanlar sporu kilo kaybı ile özdeşleştirir. Obez beyin “kilo verebilmek için spor salonuna gitmek zorundayım” diye düşünür. Oysa bu doğru değildir. Zayıflamak için spor salonuna gidilmemelidir. Sağlıklı kilodaki insan ise kilo vermek için yenilenlerin değiştirilmesi gerektiğini düşünür. Doğrusu da budur, yediklerinizi değiştirmeden spor salonunda birkaç yüz kalori yakarak kilo veremezsiniz!

 

Yine aynı şekilde, obez beyin spor salonuna gitmenin bir zorunluluk olduğunu düşünür. Toplum spor merkezine gitmeyi adeta kutsallaştırmış ve neredeyse herkes sağlıklı olmak için zorunlu olduğuna şartlanmıştır. Sağlıklı beyin için spor merkezine gitmenin kendisi bir hedeftir, kendine bir meydan okumadır ve bir keyiftir. Obez beyin için spor salonuna gitmek bir görev gibi olduğu için, gitmemek de suçlu hissetmeye yol açar. Bu nedenle, obez kişiler için spor merkezi bir işkencedir. Oysa sağlıklı beyin için spor salonu bir keyiftir.

 

Obezite cerrahisinden sonraki ilk 1-6 ayda, obez beyin ameliyatın işe yaraması için spor merkezine gidilmesinin zorunlu olduğuna inanır ve yine aynı işkence-suçluluk döngüsüne girer. Etrafınızdaki kişiler ameliyat olduğunuzu bilmektedir ve spor salonuna gitmediğiniz için sizi suçlayacaklardır. Daha da kötüsü, obezite cerrahlarının neredeyse tamamı fizyoloji bilgilerini gözardı ederek, kilo verme başarınızı spor yapmanıza bağlarlar. Oysa obezite cerrahisinden sonra yeterli kalori tüketemezsiniz. Bu nedenle de spor salonuna giderek etkili bir efor sarfetmeniz ve ekstra kalori harcamanız çok güçtür. Kaslarınızı geliştirmek için ekstra kalori almanız gerektiğini tüm fitness trainerleri de söyleyecektir.

 

İkinci sorun ise açlıktır. Obezite cerrahisi geçiren hasta açlık hissetmemesi gerektiğine inanır, açlık hissettiğinde ise bir şeylerin yanlış gittiğini düşünerek paniğe kapılır. Oysa açlık tamamen doğal bir duygudur. Bu nedenle, eğer obezite cerrahınız size bir daha açlık hissetmeyeceğinizi ya da iştahınızın hep az olacağını söylediyse bu doğru değildir. Spor salonuna gitmeniz, fiziksel aktivitenizi arttırmanız dramatik olarak açlık hissini daha da arttırır. Oysa bu özellikle ilk periodda istenmeyen bir durumdur. Beslenme alışkanlıklarını değiştirmek için bu ilk dönemler ve açlık hissinin daha az olması iyi bir fırsattır.

 

Spor salonuna gidip ekstra kalori harcadığınızda ve açlık hissiniz arttığında, yeterli kalori de tüketemediğinizde kendinizi çok kötü hissetmeniz kaçınılmazdır. Cerrahiden hemen sonra spor salonuna gittiğinizde, egzersizden beklediğiniz zindelik ve kendini iyi hissetme halini elde etmeniz çok güçtür. Bunlar, obezite ameliyatının ardından spor salonuna gitmemeniz gerektiğini gösteren fizyolojik temellerdir. Obezite ameliyatından sonra “egzersiz iyidir” kalıbını tekrarlayan obezite cerrahları da, ameliyattan hemen sonra hastanın gerekli kaloriyi sağlayamayacağı ve bu nedenle de effektif olarak egzersiz yapamayacağı gerçeğini gözardı etmektedir. Deneyimler obezite cerrahisinden sonra spor salonuna giden hastaların artmış açlık hissi ve kilo duraklamaları ile boğuştuğunu göstermektedir.

 

O halde, ne zaman spor salonuna gidilmelidir? Depresyon, ailesel sorunlar, evlilikle ilgili problemler ya da başka anksiyete kaynakları ile boğuşurken spor salonuna gitmek sizi rahatlatmaz. O nedenle, ancak kafanız tamamen rahat olduğunda gitmelisiniz. Obez olmanıza yol açan tüm psikolojik sorunları çözmek için terapiste gitmek spor salonuna gitmekten çok daha faydalı olacaktır. Bir çok hasta çok ciddi kilolar verseler de farkı göremediklerini söylemektedir. Bu da beyinsel olarak hala bir şeylerin oturmadığının göstergesidir ve bu aşamada spor salonuna gidilmemelidir. Çünkü spor salonunda da istenen fark görülmeyecektir, bu da bir kez daha başarısızlık döngüsüne yol açacaktır. Unutmayın, obeziteyi kronik bir problem haline getiren geçmişte yaşanan kısır döngülerle dolu başarısız kilo verme denemeleridir. Ameliyat sonrasında da aynı döngüye girmek istemezsiniz.

 

İkinci kriter beslenmenizin yoluna girmiş olmasıdır. Hala fast food tüketiyorsanız, kural ihlalleri yapıyorsanız spor salonuna gitmek bu kalori aşermelerinizi ve ihlallerinizi daha da kötü hale getirecektir. Eğer ameliyattan sonra erken dönemde spor salonuna gidiyorsanız ve şekerli, tuzlu, yağlı gıdalara aşeriyorsanız spor yapmayı derhal kesmelisiniz.

 

Üçüncü kriter ise kişisel bir trainer için bütçenizin yeterli olup olmadığıdır. Eğer yeterli değilse kesinlikle spor salonuna gitmeyin. Çünkü obez hastaların iri görünüşlerine karşın kas ve iskelet yapıları çok zayıftır. Hatta bazı hastaların spor salonu yerine fizik tedaviye gitmeleri çok daha iyi olabilir. Aksi halde ciddi bel ve eklem yaralanmaları yaşanabilir. Bu nedenle profesyonel destek almadan spor salonundaki makinelerle spor yapmayın, ağırlık vb çalışmayın.

 

Özetle; spor salonları kilo kaybı için gidilecek yerler değildir. Spor salonları stres gidermek için de uygun yerler değildir. Beyninizdeki stresi yine beyninizde çözmeniz gerekir. Keza, ameliyattan sonra deri sarkmalarını önlemek amacıyla da spor salonuna gidilmemelidir. Çünkü sarkan deri katmanında kas dokusu yoktur. Dolayısıyla spor yaparak derinin sarkması engellenemez. Deri sarkması verdiğiniz kilo miktarına, yağın nerelerde toplandığına, cilt kalitenize ve bağ dokusu genetiğinize bağlı olarak değişecektir ve tamamen kişiseldir. Sarkan deriler aslında kilo vermedeki başarınızın bir göstergesidir.

 

Spor salonları içi boş vaadlerden başka bir şey veremez. Daha sağlıklı bir yaşam ve kilo kaybı yediğiniz şeylerle başlar. Spor salonları hemen tüm hastalar için devam edilmesi mümkün olmayan ve tekrar tekrar başarısızlık döngüsüne yol açan ticari işletmelerdir. Vaadettikleri gibi bir six pack sahibi olmanız için yıllarca devam etmeniz gerekir. Bu nedenle kendinizi bu tuzağa kaptırmayın, spor salonuna abone olmayın, gidemediğinizde suçluluk hissetmeyin. Ancak burada bir yanlış anlamayı da önlemek adına, hareketsiz bir yaşam önerdiğim sanılmasın. Günlük hayattaki aktivitenizi olabildiğince arttırmanız sağlığınızı olumlu etkileyecektir, ancak bunu salonlarda yapmanıza gerek yoktur; sadece yürümeniz ya da fırsat bulabilirseniz yüzmeniz yeterlidir. “  

SİZİ ARAYALIM
Copyright © 2019 TÜPMİDE. Tüm hakları saklıdır.